Lady Zeyna Geziyor

                                                                                                                                                                             Ölüdeniz'e, Likyalılar döneminde Güneş ve Işık diyarı denmekte idi. Muğla İli'nin  Fethiye ilçesine bağlı tam bir doğa harikası olan Ölüdeniz,2006 yılında  Dünya'nın en güzel plajı seçilmiştir. Ünü Dünya'ya yayılmış olan Ölüdeniz  mavi ile yeşilin iç içe  geçmesiyle muhteşem bir görüntü vermektedir. Ülkemizde önemli tatil yerlerinden biri olup, milyonlarca turisti ağırlamaktadır.                         Ölüdeniz çok fırtınalı zamanlarda bile dalgaların az olmasından dolayı bu ismi almıştır.Türkiye deki Lagün' lerden birisi olup, kaynak suları sebebi ile dip akıntıları mevcuttur. Gelgit etkisi yoğun  yaşanarak birkaç günde bir, deniz seviyesi 50 cm  yükselmektedir.  Birçok aktivite ve spor etkinliklerinin yapıldığı yer olup, özellikle yamaç paraşütü ile ün yapmıştır. Bunun yanında dalış yapılan m

                                                                                                                                                                            Eski adı Halikarnossos olan Bodrum, tarihi boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Homeros'un ebedi mavilikler ülkesi dediği Bodrum; Akdenizde hakimiyet kurmak isteyen devletler için önemli bir merkez olmuştur ve tarihte Presler'in, Roma İmparatorluğu'nun, Makedon'ların ve Bizans İmparatorluğunun egemenliği altında kalmıştır.                                                                                 Bodrum doğu ve batı limanlarının birleşmesinden meydana gelen yarımada üzerindeki; gümbetleri, Kalesi ve iki liman  kenarında konuçlanan bembeyez evleri ve dar sokakları ile şöhreti tüm dünyaca bilinen, yatları ve tersaneleri ile ünlü, mavi ile yeşilin kucaklaştığı muhteşem bir tatil yeridir. Günümüzde Bodrum: yaz ve kış yaşanabilecek tatil yöresinden beklenen tüm unsurları bünyesinde bulund

                                                                                                                                                                                İstanbul Adaları: Prens Adaları  yada Kızıl Adalar diye anılan adları ile; Denizde konuçlanan takım adaları  başlı başı na bir kültür abidesi olarak bizleri karşılar. Bu bölgedeki dokuz adadan yalnızca dört tanesi yaşayan bir nufusa sahip ve ziyaret edilebilir durumdadır.Bunlar: Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıadadır.  Büyükada, 4.5 kilometrekarelik alanıyla İstanbul'un en büyük Adası dır. Türk  Edebiyatı'nın en etkin isimlerinden  Reşat Nuri Güntekin ve Nurullah Ataç  Adada yaşamış önemli şahsiyetlerden dir. Yüce Tepe ve İsa Tepesi olmak üzere iki tepeye sahiptir. Büyükada' nın  en yüksek tepesinde Aya Yorgi Kilise ve Manastırı yer almaktadır. Prenses Plajı, Yörükali Plajı, Eskibağ Plajı, Kumsal Plajı ve Naci Bey Plajı olmak üzere beş adet berrak plajlara sahiptir.Adada gezmek için bisiklet

                                                                                                                                                                           Kapadokya;  Pers dilinde, Güzel Atlar Ülkesi anlamına gelmektedir. Tarihte  Perslerden  Romalılara  kadar  bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Peri Bacalarındaki yazılı tarih, Hititlere kadar uzanmakta olup binlerce yıllık tarih  izlerini günümüze taşımaktadır. Kapadokya Bölgesi; İpek Yolu'nun  önemli kavşaklarından biri idi. Bu sebeple, ticari ve kültürel açıdan köprüler kuran bir merkezdir. 1985 yılında, Unesco Dünya Miras Listesine alınmıştır. Bu alan içerisinde: Derin Kuyu, Göreme Milli Parkı, Kaymaklı Yeraltı Şehirleri, Karain Güvercinlikleri, Karlık Kilisesi, Yeşilöz, Theodoro  Kilisesi ve Soğanlı Arkeolojik alanlar yer almaktadır. Göreme; özellikle 7 ve 13. yy  arasında baskılardan kaçan Hıristiyanların,  bu bölgeyi tercih etmesiyle, Hıristiyanlığın  merkezi haline gelmiştir. Bölgenin en önemli özel

                                                                                                                                                                              Heybeli Ada: Prens  Adalarının büyüklükte ikinci adası  olarak Büyükada'dan sonra gelir. Uzaktan bakıldığında  heybeyi andırdığı içinde Heybeliada denilmektedir. İstanbul'un yoğunluğundan sıkılınca, bir haftasonu kaçamağı yaparak sayfiye alanları ve plajlarında gönlünüzce dinlenebilirsiniz.  Temiz havasının yanısıra; Bahriyesi, Sanatoryumu, Ruhban (Papaz) Okulu, İnönü Köşkü, Deniz Lisesi, Süslü  mezar, Saint George Kilisesi gibi kurumlarını da görebilirsiniz. İstanbul'un en yeşil adası olup,  dört tepeden oluşmaktadır: Bunlar; Değirmentepe, Makarios, Taşocağı ve Ümit Tepesidir. Ada da bulunan dört limandan önemlileri; Çam  Limanı ve Bahriye Limanıdır. Vapur seferleri, 19. yy da başlamış olup günümüzde de devam etmektedir. Adaya gittiğinizde nostaljik fayton, elektronik  bisiklet   veya klasik pedallı b

   Beyoğlu: Tarihi dokusunu koruyan, 100 yıl önceki, Avrupa etkisindeki mimari görselliğiyle görülmeye değer, İstanbul'un en güzel ilçelerinden birisidir. Bizans döneminde yerleşim alanı olmayan bu kesime; karşı yaka öte anlamına gelen Pera’dan kaynaklanan Peran Bağları deniliyordu. Geçen yüzyılda, özellikle yabancılar, Beyoğlu yerine Pera adını kullanmışlardır. Türkler ise Pera’yı Beyoğlu şeklinde adlandırıp daha geniş bir alanı kastetmişlerdir.  Beyoğlu  adının ortaya çıkışında çeşitli rivayetler de vardır. Beyoğlu'nda  her sokak her mahalle, tarihi ve mimari  mirasa sahiptir. Bunlardan  bir kaçını şöyle sıralayabiliriz: İstiklal Caddesi, Galata Kulesi, Pera Müzesi, İstanbul Modern, Miniatürk, Masumiyet Müzesi, St. Antuan Katolik Kilisesi, Taksim Gezi Parkı, Taksim Cumhuriyet Anıtı, Doğançay Müzesi, 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, Arap Camii, Saint Peter ve Saint Paul Kilisesi,  ve Galata Mevlevihanesi'dir. Beyoğlu adı, kentin önemli kültür, eğlence ve iş merkezle

              Balat; İstanbul İlinin, Fatih İlçesi'nde  Haliç'in kıyısındadır. 1985 yılında, Unesco  tarafından, Dünya Kültür ve Doğa Mirası Koruma'sına alınmıştır. Palation sözcüğünden gelen, Balatın anlamı; Rumca'da, Saray demektir. Balat Semti, Palation ismini; Bizans İmparatorları  Haliç'ten, deniz yolu ile gelerek, şehrin dışında kalan Blachernae Saray'ına, buradaki  kapıdan geçtikleri için almıştır. Balat'ın  ara sokakları; hüzünlü, yıkık ve bakımsız olmakla birlikte, restore edilmiş, rengarenk evler  yada restarosyonu devam eden binalardan oluşur. Türklerin, Yahudilerin, Rumların ve Ermenilerin,   gözde yerleşim yeri olan Balat'da; Cami, Havra, Kilise ve Sinagog'u  yanyana görebilirsiniz. Leblebiciler Sokağındaki Cıfıt Çarşısı görülmeye değer bir yerdir.                Tarihi 123 yıl öncesine dayanan; Birçok Ünlü İsmi  konuk eden, sevgilerin, aşkların yaşandığı Agora Meyhanesi'de, Balat'da önemli mekanlardan biridir. Balat Gezinizde